top of page
Ara
  • Yazarın fotoğrafıBarış Işık

Türk Ocakları Tarihinde Futbol

Türkçülük akımını savunan pek çok dernek arasında imparatorluk mirası üzerinde ulus-devlet olarak kurulan cumhuriyet döneminde de faaliyet gösteren ve daha sonra yerini Halkevleri’ne bırakan Türk Ocaklarının ayrı bir yeri vardır.

1912 yılında kurulan Türk Ocaklarının faaliyet amaçları nizamnamesinin ikinci maddesinde Türk ırk ve dilinin kemaline çalışmak amacını gerçekleştirmek için ‘Türk Ocağı adlı kulüpler açarak, dersler, konferanslar, müsamereler tertip, kitap ve risaleler neşr edecek mektepler açmağa çalışacaktır.’ maddesi yer almaktadır.


Ocakların cumhuriyet dönemine kadar beden eğitimi ve spor konusunda konferanslarla yetindiği görülmektedir. Ocaklar arasında Selim Sırrı’nın varlığının da etkisiyle İzmir Türk Ocağı daha aktif görünmektedir. 1914 Temmuz ayında İzmir Türk Ocağı Altay Kulübü işbirliğiyle düzenlediği konferansta konuşmacı olan Selim Sırrı, ‘Fenni terbiye-i bedeniye’ başlıklı bir sunum yapmıştır.

Türk Ocakları özellikle Türklerin tarih boyunca yapmaya alışık oldukları ata sporlarının eğitimine önem vermiş, güreş ile boksun yanında, halter ve eskrim de spor dallarına eklenmiştir. Türk Yurdu dergisinde de sporun önemine dair yayınlar yapılmıştır.

Türk Ocaklarının 1926 yılı nizamnamesinde Terbiye-i Bedeniyye programındaki amaçlar ve yürüttükleri faaliyetlere bakıldığında Türk Ocaklarının toplumun genel sağlık düzeyinin iyileştirilmesi ve Türklüğe özgü değerlerin benimsetilmesi noktasında hükümetin beden eğitimi ve spor programlarıyla örtüşecek biçimde sporun tanıtılması ve yayılması noktasında önemli katkılarda bulunduğunu söylemek mümkündür.


1930’lu yıllara gelindiğinde Türk Ocaklarının, 44 şubesinde spor teşkilatı kurulduğu, buralarda, atıcılık, binicilik, güreş gibi ata sporlarının yanı sıra, voleybol, basketbol, izcilik, futbol ve deniz sporları gibi dallarda faaliyetler yapıldığı yıllık raporlardan anlaşılmaktadır. (1)

Türk Ocakları’nın 1930-31 döneminde gerçekleştirdiği beden eğitimi faaliyetlerinin hayli canlı olduğu görülür. Bu etkinliklerden bir tanesinde Vildan Aşır Savaşır ‘Halk Terbiyesi ve Spor’ konulu bir konferans verirken; Selim Sırrı ise ‘Sokol Teşkilatı’ hakkında konferanslar vermiş, Karadeniz raksları gösterileri ve Sokol teşkilatı hakkında bir film gösterimini içeren kapsamlı programlar yapmıştır. (2)

Adana'da futbolun adının anıldığı ilk yıl 1912'dir. Yani Adana Türkgücü takımının kuruluşu

1.Dünya Savaşı sonrası Sevr Antlaşması'nın maddelerine dayanarak işgal edilen Anadolu coğrafyasında güneylilerin payına düşen Fransız işgali olmuştur..

Adana'da işgal kuvvetlerinin futbol takımlarına karşı yapılan müsabakalarda Adana Türkgücü takımı elde ettiği kısmi başarılar ile yöre halkı için yeni bir spor olan futbola olan ilginin artmasına önayak olmuştur...

İlerleyen yıllarda Türkgücü takımı kurucuları arasında yer alan Ferit Celal Güven ve Ahmet Remzi Yüreğir tarafından adı değiştirilerek, Türk Ocağı adını alarak yeşil sahalara arz-ı endam etmeyi sürdürür...


Adana Türk Ocağı takımının 1924 yılında elde ettiği başarı uzun yıllar Adana futbolunun iftihar kaynaklarından biri olur. O yıl düzenlenen Türkiye Futbol Şampiyonası’nda Adana vilayetini Türk Ocağı temsil eder. Galatasaray ve Fenerbahçe'nin önceki turlarda elendiği şampiyonada finale kalan Türk Ocağı'nın rakibi yine güçlü bir ekip olan Harbiye'dir. Final maçını 2-0 kaybeden Adana Türk Ocağı Ankara'da Türkiye ikincisi olur...


1926 senesinde Adana Türk Ocağı futbol takımı, Adana ve Mersin Mıntıkası’ndan takımların katıldığı lig maçları sonunda finalde Adana İdman Yurdu’nu mağlup ederek Çukurova Ligi şampiyonu olur ancak organize edilmesi planlanan ve sonrasında iptal edilen Türkiye Şampiyonası’na dahil edilmemiştir. Adana Türk Ocağı futbol takımı 1924, 1925 ve 1926 yıllarında arka arkaya 3 sezon Çukurova şampiyonu olur. 3 Nisan 1925 tarihinde Mersin’de oynanan müsabakada Adana Türk Ocağı futbol takımı, Mersin Türk Ocağı futbol takımını 1-0 mağlup eder. Türk Ocağı ile Adana Gençlerbirliği takımları sonraki yıllarda birleşerek siyah-beyaz renkler ile İdman Yurdu takımını kurarlar...

Adana Türk Gücü Futbol Takımı

Türk Ocağı’nın desteğiyle Celal Bayar’ın da aralarında bulunduğu İttihat ve Terakki’nin İzmir yöneticileri 16 Ocak 1914’de Altay’ı kurarlar. O zamana kadar Müslümanlar arasında hiç duyulmamış bir isim olan Altay, Türkçülük düşüncesini ifade eden isim olarak seçilir ve unutulmaz olur.


Kökeninde Kuvayı Milliyeci bir maya olan Altay’ın başta Vasıf Çınar Bey ile Mustafa Necati Bey olmak üzere yöneticileri ve futbolcuları Kurtuluş Savaşı’na katılınca mütareke döneminde Yunanlılar tarafından kapatılır, sonra Şark gazetesi sahibi Halil Zeki Osma tarafından Türk İdmanyurdu adı altında örgütlenerek gizlice yaşar.


İşgalden kurtuluşumuzun akabinde Altaylılar tekrar Türk Ocağı’nın bünyesinde toplanarak bir araya gelirler. Altay, 5 Ekim 1923’te Türk Ocağı salonunda yapılan kongre sonrasında tekrar adına kavuşur. Altay’ın kurucuları mütarekeden sonra ve Milli Mücadele’de de etkinlik gösterip, bir kısmı 1923’ten sonra kurulan yeni devlette önemli pozisyonlarda görev alırlar.

6 Şubat 1924’te Türk Ocağını ziyaret eden Atatürk’ün aynı binada bulunan Altay kulübünü de ziyaret etmesi Altaylıların her daim gururla anımsadığı olaydır.

1918 yılında İstanbul Türk İdman Birliği organize edilir. Faaliyetlerini Türk Ocağı’nın merkezinde yürüten bu yeni lig organizasyonu, adından anlaşılacağı gibi daha milli olma iddiasındadır. Organizasyona katılan takımların hepsi, İstanbul’un Müslüman Türk ekipleridir. Finalde Darüşşafaka’yı 2-1 yenen Beşiktaş bu ligdeki ilk şampiyon olan takım olmuştur. (3) Türk Ocakları tarafından organize edilen bu turnuva sadece İstanbul’un Müslüman Türk takımlarının katılıyor olması sebebiyle milli bir imaj taşıyordu.

Günümüzde üst liglerde başarı ile mücadele eden Türkiye Kupası’nı kazanan Akhisar Belediyespor’un kökeninde Türk Ocaklarının mayası vardır. 1922 yılında Akhisar’da kurulan ilk futbol kulübü olan Sanatkarlar İdman Yurdu bir yıl sonra Türk Ocağı spor kulübü ile birleşir. Bu kulüp günümüzdeki Akhisarspor’un temelini oluşturur.


1923 yılında Zonguldak’ın ilk futbol kulüpleri olan Işık Ocağı ve İdman Yurdu lağvedilerek yerine Zonguldak Türk Ocağı futbol takımı kurulur.(4) Bedri Güneri’nin başkanlığında Zonguldak iline Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Darüşşafaka gibi takımlar futbol maçı için davet edilmiştir. 1924 Nisanında Zonguldak’ta gençlerin menfaatine çalışan ‘Terbiye-i Bedeniye Kulübü’ ve ‘Gençler Yuvası’ kulüpleri Türk Ocağı’nın bünyesinde birleşme kararı almışlardır. Zonguldak Türk Ocağı spor encümeni 1924 yılı Nisan ayında ‘Ay’ ve ‘Yıldız’ isimli iki takıma ayrılarak müsabakalar düzenlemişlerdir.


Türk Ocağı yöneticileri uzun yıllar Fenerbahçe’de oynayan futbolcularından Sabih Arca’yı Antrenör olarak takımın başına getirmişlerdir. Zonguldak Türk Ocağı, 1925 Temmuz’unda Spor bayramı düzenlemiş, bu bayramda Ereğli ve Bartın’dan da gençlerin katılımıyla Atletizm ve Futbol müsabakaları gerçekleştirilmiştir. Zonguldak Türk Ocağı ile Ereğli İrfan Ocağı arasındaki futbol maçı 3-3 sonuçlanmıştır. Maçtan sonra Zonguldak Valisi Reşad Bey tarafından derece alanlar ödüllendirilmiştir. 23 Mayıs 1926’da İlkbahar Spor Bayramı düzenleyen Zonguldak Türk Ocağı 29 Ekim 1926’da ise Sonbahar Spor bayramı düzenlemiş, Çekoslovak-Macar karma takımı ile yaptığı müsabakayı 5-0 kazanmıştır.


30 Ağustos 1927 tarihinde Teyyare ve Zafer Bayramı’nda Beşiktaş kulübü Zonguldak iline davet edilmiş, Zonguldak Türk Ocağı takımı ile Beşiktaş arasında oynanan maç ilk yarı 2-2 bitmesine rağmen idmansız olmasından dolayı çabuk yorulan takımımızın durgunluğundan faydalanan Beşiktaş müsabakayı 7-6 kazanmıştır. 1929 yılı 30 Ağustos Zafer ve Teyyare Bayramı’nda Galatasaray Zonguldak iline davet edilmiş, Zonguldak Türk Ocağı ile çekişmeli geçen maç 2-2 berabere sonuçlanmıştır. 29 Ekim 1930’da Büyük Spor ve İdman Şenlikleri düzenlenmiş ve bu programa Türkiye Şampiyonu Fenerbahçe davet edilmiştir. Yoğun bir taraftar kitlesinin izlediği maçı Fenerbahçe 4-1 kazanmıştır.

1925 yılının Temmuz ayında Bursa ilimizde Bursa İdman Yurdu kulübü, Türk Ocağı’nın bünyesine girerek, ismini Bursa Türk Ocağı İdman Yurdu olarak değiştirmiştir.


22 Haziran 1926 tarihinde Mardin’de Mardin Türk Ocağı ile Diyarbakır Türk Ocağı arasında ve Mardin Türk Ocağı’nın 4-0 kazandığı bir futbol müsabakası oynanmıştır.


1926 yılında Zafer-i Milli İdman Derneği, Türk Ocağı Spor Şubesi adını alır. 1927 yılında Türk Ocağı spor şubesi, Al Yıldız Spor kulübüyle birleşerek Samsunspor Kulübü adını alır. 1927 yılında kurulan Samsunspor, Cumhuriyet ilkelerinin gençler üzerinde yerleşmesine çalışır, bunda da başarı gösterir. Türk Ocaklarının temelini oluşturduğu profesyonel olarak 1965 yılında kurulan Samsunspor armasında Atatürk’ü taşıyan ilk ve tek kulüp olma şerefini taşır.

Son olarak ülkemiz sınırları dışında yer alan ancak yüreğimizin her daim onlarla birlikte attığı yavru vatan Kıbrıs’a uzanalım. Adı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Adayı Ekrem İmamoğlu Bey’in üniversite yıllarında kaleci olarak görev yaptığı takım olarak sosyal medyada sıkça paylaşılan Türk Ocağı Limasol Futbol Kulübü’nün Türk Ocakları ile bir organik bağı olup olmadığı gündemi meşgul etmişti. 1963-1974 yılları arasında yaşanan iç savaşta futbol oynamak neredeyse imkansızdı. Takımın Limasol’dan Girne’ye taşındığı dönemde, eski başkanlarından Hasan Halil Karagözlü önderliğinde Ayandon mahallesinde direniş gösteren çok sayıda vatansever, kişisel eşyalarından bile feragat ederek, kulübün kupalarını ve tüm değerli eşyaları zor şartlarda kamyonetlerle İngiliz üslerinden geçerek Türk askerinin kontrolündeki bölgeye ulaştırarak Girne’ye getirmiştir. İşte Maunacılar (Liman işçileri), böylesine zor şartlarla bugünlerine gelir. Sonuç olarak bölgedeki Türk Ocakları’na sempati duyan vatanseverler tarafından kurulan kulübün organik olarak bizimle bağı yoktur.

“K.K.T.C. sporundaki ambargolar önümüze taş koyuyor. Türkiye’deki takımlarla bile maç yapmamız FIFA tarafından yasaklıyken, buradaki sporculara bir kariyer imkanı sağlamak da bir hayli güçleşiyor. Bu yüzden de çoğu sporcu, erken yaşta futbolu bırakıp farklı meslek dallarına yöneliyor. Merhum başkan İlhan Cavcav, yasağa rağmen FIFA’dan ceza yemeyi de göze alarak 1988 yılında Gençlerbirliği-Türk Ocağı maçının oynanmasını sağlamıştır. Gençlerbirliği o dönem tam 4 yıl Avrupa kupalarından men edilmişti. 34 yılı aşkın süredir faaliyette olan bu yasak, gelişmekte olan futbolumuzun karşısındaki en büyük duvardır.“

*Kaynaklar

1- Sarınay, Yusuf, 1994, Türk milliyetçiliğinin tarihi gelişimi ve Türk Ocakları, Ötüken Yayınları, İstanbul

2- Üstel, Füsun, 2010, İmparatorluktan ulus devlete Türk milliyetçiliği: Türk Ocakları (1912-1931), İletişim Yayınları, İstanbul

3- Gökaçtı, Mehmet Ali, 2008, Bizim İçin Oyna, İletişim Yayınları, İstanbul

4- Namal, Yücel, Haziran 2014, Zonguldak Türk Ocakları, Türk Yurdu Yayınları, Ankara



221 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
Post: Blog2_Post
bottom of page